Sahi, siz neden yogaya başlamıştınız?
Birkaç yıldır yeni başlayanlar için yoga dersleri veriyorum. İlk buluşmalar benim için hala heyecan vesilesi. Her zaman da öyle olacak gibi görünüyor.
Dört buluşmadan oluşan bu programın ilk derslerinde sorarım:
_ “Neden yoga yapmak istiyorsunuz?”
Genelde bu soru pek beklenmez. Kendini bir anda matın üzerinde buluvermiş gibi şaşırıp düşünenler de olur, bir fikri olanlar da… Demek bir ihtiyaç fark edilse de fark edilmese de bir niyet konuluyor ortaya ki derse geliniyor.
Yogada önem verilen kavramlardan biri de sankalpa’dır. “Niyet, arzu” olarak Türkçeleştirilebilir. Bu kavramın felsefi derinliğine inmeden yogaya başlayanların niyetleri, istekleri genellikle ne, onu aktarayım… Cevaplar çeşitli ama gruplanabilir:
_ “Skolyozum, fıtığım vs. var, doktorum tavsiye etti”
_ “Çok stresliyim, anksiyete bozukluğum var psikoloğum önerdi” (evet bunu söylemekten çekinmeyen bir nesil geliyor çok şükür ki)
Bu ikisini yogadan fiziksel/zihinsel beklenti olarak anlayabiliriz herhalde.
_ “Arkadaşlarım geliyordu ben de bir deneyeyim dedim” (Bu kitlesel hareket güzel, sonrasında bireysel bir eyleme dönüşebilirse yoga, ne ala)
_ “You tube’da videolar izleyerek evde yapıyorum ama artık profesyonel bir destek almak istedim, o havalı pozları ben de yapmak istiyorum, evde tek başıma beceremiyorum…”
Bu ikisini de sosyal beklentiler kategorisine alıyorum.
Cümleler değişkenlik gösterse de içerikler bu minvalde. Dört derslik yogaya başlangıç buluşmalarının sonuna doğru bu kez de katılımcılar bana sorular sormaya başlıyor.
Yazının son bölümünde yogaya yeni başlayanların sıkça sorduğu sorulara yanıtlarım var.
Bu yanıtlar bana kalırsa bir süredir yoga yapanlar tarafından da hatırlanabilir.
Hemen hemen her gün stüdyoda ders veren ve düzenli yoga pratiği yapan biri olarak bu aralar yoga ile ilişkilerin temize çekilip tekrar kurulması gerektiğini düşünmeye başladım. Genelleyebileceğim bir eleştiri ya da öneriden ziyade gözlem diyebilirim buna.
Bireysel bir deneyim olan yoga, gittikçe kitlesel bir ezbere mi dönüşüyor acaba? Gerçi ne olursa olsun, yoganın binlerce yıllık bilgisinin ve bilgeliğinin onu deforme ve dejenere edeceğini düşünmüyorum. Yoga, tarihsel sürecinde de pek çok kültürden, düşünüşten etkilendi; katı, kapalı, tamamen kendi çizgisinde giden bir öğreti, bir felsefe olmak yerine eklektik ve esnek bir yapıda olmuş hep.
Biz de bugün, bu çağda yoganın popüler kültürden etkilendiğine tanıklık ediyoruz, popüler kültür yoga öğretisine yeni bir şey eklemiyor ama yoganın algılanış ve yorumlanma biçimi şartlara göre değişkenlik gösteriyor ve yoga da buna izin veren bir esneklikte.
Çünkü yoga bir araç. Bunu daima hatırda tutmak gerekiyor.
İnsanların bu aracı nasıl algılayıp yorumladığı, yoganın etkileşime açık olması evet formu değiştiriyor ama öz aynı, yogaya güvenelim ve paniklemeyelim derim.
Diğer yandan bilgiye dayalı olmayan, rasyonel proseslerden geçmeyen, size bir performans kaygısı ya da şehveti pompalayan, kendini dayatan ifadelerden, yönlendiricilerden özenle imtina edin.
Ve sorun kendinize; “Neden yoga yapmak istiyorum?”
Ve hatırlayın; “Neden yogaya başlamak istemiştiniz”.
Bizler de yoga hocaları olarak şu soruları her gün yanıtlayalım:
“Neden yoga hocası olmak istemiştim, neden yoga hocasıyım?”
Dürüstçe yanıtlayalım ve yanıtlarımızın zaman içinde gösterecekleri değişkenliğe de uyum sağlayalım.
“Her gün yogaya yeniden başlamak”
“Neden yogaya başlamıştım, şimdi neden devam ediyorum?” Bu iki soruya dönüp bakmak belki size başka kapılar açacak. Belki pratiğinize bir şey ekleyecek ya da bir şeyleri yeniden düzenlemeniz gerektiğini fark edeceksiniz. Hiçbiri değilse de her zaman yaptığınız pratikleri her zaman fark etme, işe gider gibi bir alışkanlıkla değil de tam farkındalıkla yapma hali belki pratiklerinize başka anlamlar katacak. Ezber bozalım diyorum yani. Yeni başlayanlara da ezberden kaçının diyorum. Alışkanlıklar, rutinler çok değerlidir; fark ederek yapıldığında.
YOGAYA YENİ BAŞLAYANLARIN SIKÇA SORDUĞU SORULARA YANITLAR
Bu yanıtlar hem hali hazırda yoga yapanlar için hem de yogaya yeni başlayacaklar için. Yogaya başladığınızda bu sorular sizin için nasıl yanıtlar buluyordu, şimdi nasıl… Bunu düşünüp yoga ile olan ilişkimizi her gün yeniden kurmak bize özgürlük kazandırır.
- Yoga yapmak için esnek mi olmak gerek?
Anatomik olarak doğuştan esnek olanlar olabilir ama genel olarak insanlar esnek olduğu için yoga yapmıyor, yoga yaptıkları için esnemiş olabiliyor. Esneklik de zamana, kişiye vb. bağlı tabii. Peki şu sorulabilir; insanlar esnemek için mi yoga yapıyor? Neden olmasın? Zihinsel esneklik fiziksel esnekliği de getirecek. Amaç, niyet ne burada onu kendimizde iyi okumalıyız?
- Yoga yapınca kilo verir miyim?
Hem evet hem hayır. Pilates eğitmeni bir arkadaşım öğrencilerine ki onlardan biri de bendim, her zaman derdi ki; biz burada kaslarımızı uzatıyoruz, güçleniyoruz. Kilo vermek istiyorsanız doğru beslenin. Ben bu cümleyi duyar duymaz satın almıştım. Çok doğru. Günde 20 km yürüsen de doğru beslenmedikten sonra ne fayda. Yoga için de aynı cümleleri kabul edelim. Diğer yandan asanalar (yoga pozları) o kadar iyi düşünülmüşler ki iç organların, bedenimizdeki tüm sistemlerin sağlıklı çalışmasına büyük destek. Metabolizmanız hızlanacak evet ama bedeninize yiyeceklerle neler aldığınıza da dikkat edin.
Ayrıca kilo, yoga yapmaya engel değil…
- Ne kadar sıklıkla yoga yapmalıyım?
Her gün 5 dakika nefes, 20-25 dakika meditasyon yapabilirsiniz. Yogayı da gün aşırı yapabilirsiniz. Bir gün bedeninizin dinlenmesine izin verebilirsiniz. Kaslarınızın, eklemlerinizin, iç organlarınızın, bedendeki sistemlerin onlara yaptığınız/yaptırdığınız şeyi anlamasına izin verin.
- Kendimi nefesimi tutarken yakalıyorum, ne yapmalıyım?
Bu cümleyi kuruyorsanız nefesinizi fark etmişsiniz demektir. Bu da sizi bir sonraki adıma taşır. Önce yoga derslerinde nefes yönlendirmelerini çok iyi dinleyin ve bunları uygulamaya başlayın. Katıldığınız dersin eğitmeni mutlaka her hareketi nefesle birlikte tarif edecektir. Burundan nefes alıp burundan nefes verin ve bu alış ve verişleri uzun tutun. Bunu yaparken bir yandan da bedeninizde herhangi bir yeri sıkmadığınızdan emin olun. Tüm bunlar düzenli pratiklerle yerli yerine oturacak, merak etmeyin. Yeter ki gözünüzden ziyade, kulağınız hocanızda olsun.
- Ne zaman YouTube’daki o “havalı” pozları yapacağım?
Havalı pozları yapmak üzere gelip, tüm bu amacı unutarak “oh çok rahatladım” diye çıkıp giden çok tanıdım. Bu pozları zaten gün gelir yaparsınız. Amaç bu değil, amaç nefes alıp vermek ve bunu hareketlerle destekleyip meditatif alanınızda kalıp zihni bir süreliğine de olsa dinginleştirmek. Sonra bunların zihinsel ve fiziksel sonuçları olur elbette.
- Yoganın bir zararı var mı?
İyi bir temel ders alın. Anatomik yönlendirmeleri dinleyin ve bunu bedeninizin uygulaması için zaman tanıyın. Her seferinde daha rahat hissedeceksiniz. Bunu size sağlayan en önemli şeylerden biri de nefes olacak. Nefesi unutmayın ve çok önemseyin. Anlatılanlardan kopup gündeminizde kaybolmadan hocanızın sizi yönlendiren konuşmalarına pür dikkat kesilin. Aynı anda güzel bir konsantrasyon çalışması ve meditatif eylem içinde asana pratiğinizi yapıyor olacaksınız.
- Bu kadar iyi bir şey ise herkes yoga mı yapmalı?
Hayır bazılarına dans etmek iyi gelir, bazıları psikanalize gider, bazıları hem yüzer hem yoga yapar, bazıları tüm bunları yapar ve ayrıca yoga yapar… Kime ne iyi geliyorsa onu yapmalı. Kendimizi gerçekleştirmekten zevk aldığımız alanlarımız olsun. Bu yeterli derim.
Yoga yapmak asana pratiği yapmak olarak da kullanılıyor evet, diğer yandan nefes, konsantrasyon, meditasyon yanı sıra her anlamda çevrene ve kendine karşı şiddetten kaçınmak, doğru olmak, yalan söylememek, aşırıya kaçmamak, çalmamak, ihtiyacından fazlasına bağlanmamak. Bunlar da yoga yapmak. Ben söylemiyorum. İ.Ö. 3. yy’da yaşamış olan Patanjali Yoga Sutraların yazarı Patanjali söylüyor. Om Tat Sat.