Rasyonel, basit, verimliliği destekliyor: Mindfulness
Artık kabul edelim, iş hayatı bizim merkezimiz. Günümüzün büyük bir kısmı işle geçiyor. Mesaiyi bitirdiğimizde bile zihnimizdeki şalteri kapatamıyoruz. Üstelik artık tüm bilimsel araştırmalardan da biliyoruz ki bu şalter sadece zihnimizde değil, kalbimizde, karnımızda omuzlarımızda… İş hayatımızda ne yaşıyorsak bedenimiz de birebir etkileniyor.
Kariyer basamaklarında ilerlediğimizde de sorumluluklar dışında üstümüzdeki baskı da artıyor. İş hayatının kendine has kariyer labirentinde kaybolmak mümkün.
Başarılı olmak zorunda olmak, alt kadroyu yönetmek, üst kadroya raporlamak, işin doğal stresi yanısıra ofisteki insan kaynaklı sorunlarla başa çıkmak, işini kaybetme kaygısı, hakkının yendiği duygusu ve diğer pek çok gölgeli duygular, haller…
Bir iş yerinde verimliliği yapılan işin kalitesi dışında kurumdaki çalışanlar arasındaki ahenk, uyum ve güven de belirliyor. Bir kurum robotlardan değil canlı kanlı, iş dışında hayatları, aileleri, istekleri arzuları olan insanlardan oluşuyor.
Bir kuruma/iş yerine uyumu, ahengi ve güveni getirenler ise yöneticiler oluyor. İş hayatının baskısı, stresi ve temposu altında bu çok temel üç özellikten uzaklaşmak çok kolay; Sorumluluğu ve üstündeki performans baskısı çok fazla olan ‘yöneticiler’ kendilerinin ve çalışma arkadaşlarının insani ihtiyaçlarını göremeyebiliyorlar.
İçinde bulunduğumuz ana çeşitli tekniklerle ‘açık, yargısız, nazik bir farkındalık ile bakmak’ anlamına gelen mindfulness kavramı ile geleneksel ‘koçluk’ disiplini ile birleştirdiğimizde iş hayatımızda sıkıştığımız stresli alanlara serin kanlı bir bakışla bakmamızı sağlıyor.
Düzenli mindfulness teknikleri ile çalışarak kendi sinir sistemini dengeleyen, koçluk seansları ile de kendi zihinsel karmaşasını düzenleyen bir yönetici iş yerinde gerçek bir yol gösterici olacaktır.
Bir mindfulness koçu ne yapar? Bir seans nasıl geçer?
Dinler, dinler, dinler kendi sesinizi duymanız için dinler. Cebinizdeki kendinize dair bildiklerinizi anlattıkça, anlattıkça, anlattıkça anlattıklarınıza ayna olur.
Sonra bu anlattıklarınız bedeninizde nasıl karşılık buluyor, bir de buna bakmanıza eşlik eder. Atmak istediğiniz adımlarda, kalmak istediğiniz alanlarda yol göstermeden akıl, fikir vermeden aradığınız her bilginin sizde olduğunu bilerek yanınızda durur, bu yolculukta size fener tutar.
Çağla Güngör